Neler Oluyor?
25-04-1920 - 10-04-1993
Günlerden bir gün İstanbul'da
Sabah oldu eşya ışıdı
Bahçedeki horoz öttü
Horozun öttüğünü duyunca
Türkü tutturdu
Bir çiçek keyfine göre...
İşler bu yola döküldü mü,
İnsanoğlu durmaz
Yatağımdan kalktım
Kahvaltı ettim
Geceden kalma ne varsa
Ceketimi giydiğim gibi
Sokağa çıktım.
Bir rüzgâr esti hafiften
Sonra durdu.
Yağmur çiseliyecek gibi oldu
Bir tramvaya atladım
Doğru parka gittim
Sıranın birinin üstüne
Uzandım.
Gökyüzünü seyrettim.
Gökyüzü de bir türkü söyledi
Gökyüzünün türküsü de
Horozunkine, çiçeğinkine uygundu.
Öylesine maviydi gökyüzü
Öylesine derin
Öylesine sonsuz
Ama bıkılıyordu gökyüzünden.
Kalktım kahveye uğradım,
Bir çift söz ederim, dedim.
Ahbap aradım,
Bulamadım.
Bulamayınca
Elim gakağımda,
Düşünmeye vardım.
Derken öğle oldu
İş yerleri boşaldı.
Cümle halkın karnı acıktı,
Ben de acıktım.
Bir köfteci dükkânına girdim.
Köfteler kızardıkça
Ortalığı bir duman sardı
Bir soğan kokusu.
Öğleden sonra da geçti ayni minval üzre
Yalnız bir aralık
Bir sevda yaşadım düşümde
Büyük bir caddeden geçerken
Bir kadın görünce balkonda
Saçları alabildiğine sarıydı
Bugünedek
Görmediğim acaip kuşlar havalanıyordu.
Sabahlığında.
Sevdalandım düşümde
O benden habersiz
Akşam gelecek âşığına
Hazırlandı durdu aynasında.
Gönlü sevdayla dolanların
Son uğrakları meyhane.
Bir yudum aldım da.
Kendimi buldum kocaman bir denizde
Nelerin unutulup gittiği nelerin
İzi bile görünmiyen gemilerin.
Akşamları sokakları dolduran serinlik,
Bir kahvecinin
Kahvesinin bahçesini suladığı
Ânı hatırlattı bana.
Bütün gün taban teptim
İçimde bitkinlik,
Akşamı ettim.
SABAHATTİN KUDRET AKSAL
ŞİİR KALBİN AYNASIDIR