Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek, Çakıyor Erzurum Tabyalarından! Dizilmiş nağmeler, nineler tek tek, Bakıyor Erzurum Tabyalarından!
Yediden yetmişe tek vücut tek can, Erzurum bir sevdâ, Erzurum vatan, Taptaze bir yara gibi o kan, Akıyor Erzurum Tabyalarından!
Bu sevdâ bir sel ki teşnedir, kine, Bir kere kabardı mı sığmaz bendine, Bu sevdâ yıllardır, bizi kendine, Çekiyor Erzurum Tabyalarından!
Ahmed Muhtar Paşam, al bizi yürüt, Küffârın kökünü yeniden kurut! Dün bugün misâli hâlâ kan, barut, Kokuyor Erzurum Tabyalarından!
Dadaşıma artık ha ateş ha kar; Burda savaşın adı kanlı bar, Ovaya sis değil, mücâhit ruhlar, Çöküyor Erzurum Tabyalarından!
Gökler alev alev, yer bayrak bayrak, Ya şu ufuklar, şu dağlara bak! Bu gece dünyaya başka bir şafak, Söküyor Erzurum Tabyalarından!
Bekir Sıtkım şaşma, nice bu tarih, Gündüz bir tarih, gece bir tarih, Destanı sen değil, koca bir tarih, Okuyor Erzurum Tabyalarından! Bekir Sıtkı Erdoğan
Erzurum Muharebesi, Rusya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında 8-9 Kasım 1877’de yapılan savaştır. Ruslar, Erzurum’u almak için hücuma geçtiler. Şehrin eteklerine kadar gelen, Aziziye tabyalarını ele geçiren ve şehir merkezine saldırmaya hazırlanan Ruslara karşı, Müşir Ahmed Muhtar Paşa, bütün Erzurumluları şehri savunmaya çağırdı. Minare-lerden Erzurum halkına haber verildi. Bu haberi duyan Erzurum halkından silahı olan silahını, olmayanlar ise balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya’ya doğru koşmaya başladılar. Nene Hatun ve Erzurum halkı, tabyadan kalan askerlerle birleşip, saldırıya geçti. Geceden başlayıp sabaha kadar süren bir savaşın ardından, Ruslar Aziziye Tabyalarını boşaltıp şehirden geri çekildiler.