Aşık Reyhani Şiirleri


Bahar gelsin şu dağlara gideyim
Belki derdimize çare bir çiçek
Toplayıp devşirip harman edeyim
Açılan yaramı sara bir çiçek

Çünkü o da bir çiçeğin delisi
Kelebektir böceklerin alisi
Yeşil yamaç tabiatın halısı
Nakış dökmüş ara ara bir çiçek

Kara taşta ala geyik sesi var
O geyiğin ıssız taşta nesi var
Kavalın bir acı inlemesi var
Çobanı düşürmüş zara bir çiçek

Ben de bir aşığım Reyhani adım
Sorun çiçeklere az mı yalvardım
Benim tabiattan bir tek muradım
Götüreyim nazlı yara bir çiçek

Aşık Reyhani


Erzurumlu gelin düştü aklıma
Çıkıp yollarıma bakanım ah ah
Elinde kına yok gözünde sürme
Yalınayak bostan ekenim ah ah

Tarak aldım saçın örmeyi bilmez
Sürme aldım göze sürmeyi bilmez
Çalma saat aldım kurmayı bilmez
Horozun sesiyle gahanım ah ah

Aşık Reyhani


Bir kara gözlü yar yıllarca evvel
Berrak bir pınarın başında idi
Peri kadar saçlı huriden güzel
Durgun yüzlü on dört yaşında idi

Tam on dört gecelik ayın yarısı
Pembe tül altından sızan sansı
Adım adım takip eden birisi
Her dakka her saat peşinde idi

Sonra onu ben yitirdim el buldu
O zaman gönlümde yol iki oldu
Üç yıl sonra sordum dediler öldü
Hayali bir mezar taşında idi

Ben yine o yüzü görürüm bazı
Başka zaman değil çalınca sazı
Satırıma yazdığım gün o kızı
İlham hızı çatık kaşında idi

Reyhani'yim derdim izah etmeye
Yüz yıl yazsam imkanı yok bitmeye
Bülbülümü koymadılar ötmeye
Mevsim elli birin kışında idi

Aşık Reyhani


Akşam olup kuş yuvaya dönende
Akar gözlerinden ey yaşı garibin
Herkes sılasına hicret edende
Alem sılasına hicret edende
Ağarır kipriği kaşı garibin ey

Garip olan kişi gurbette yatar
Tüyden döşek olsa yar bağrına batar
Garip kuşlar da dertli dertli çığrışır öter
Sızılar ciğerinin başı garibin
Sızılar ciğerinin başı garibin ey

Anam yok ki gelip göz yaşın döke
Bacım yok ki yaslı boynunu büke
Kardaş yok ki mezarıma taş dike
Bir çalıdır mezar taşı garibin
Bir çalıdır mezar taşı garibin ey

Aşık Reyhani


Kime arzedeyim ben bu halimi
Ya ilahi yandım avrat elinden
Yıllarca sürdürdüm kalmakalımı
Ya ilahi yandım avrat elinden

Yağ yerine ciğerimi eritti
Beni haktan hakikatten farıttı
Üç oğlumu dört kızım çürüttü
Ya ilahi yandım avrat elinden

Mana okur iken uzandı yattı
Bütün eserimi çöplüğe attı
Sırlarımı komşulara anlattı
Ya ilahi yandım avrat elinden

Aşık Reyhani


Otuz ekim bin dokuz yüz seksen üç
Hele gelin görün bizim köyleri
Dünyadan ahrete başladı bir göç
Hele gelin görün bizim köyleri

Mevsimin boranlı karlı kışında
Valiler paşalar dağlar başında
Kime sorsan cevap gözü yaşında
Gör felek neyledi (oy oy) bizim köyleri

En son hizmetinde TRT basın
İfadesi müşkül bu kara yasın
Köyde canlı yok ki kime sorasın
Hele gelin görün (oy oy oy) bizim köyleri

Hastahanelerde tanınmaz yüzler
Bükülmüş boyunlar kan dolu gözler
Nişanlısın arar nişanlı kızlar
Bak felek neyledi bizim köyleri

Reyhani bu derdi nasıl bileyim
Mürekkep yetmez ki izah eyleyim
Dostlarıma başsağlığı dileyim
Hele gelin görün bizim köyleri
Bak felek neyledi (yar yar) bizim köyleri

Aşık Reyhani

Kırk yıldır saz çalirem
Şaşırırem kalirem
Bakan bizi unuttu
Vallahi bunalirem

Hiledir o hiledir o hiledir hiledir hiledir o
Hiledir o yar bundan sonra beledir

Yeşil kart vadettiler
Çekildiler gittiler
Bir başta iki gövde
Tükendiler bittiler

Hiledir o hiledir o hiledir hiledir hiledir o
Hiledir o yar bundan sonra beledir

TRT çıktı aya
Yayınlar kaldı yaya
Çok TiVi icat oldu
Lüzum yok utanmaya

Hiledir o hiledir o hiledir hiledir hiledir o
Hiledir o yar bundan sonra beledir

İki aşık maaş aldi
Yüz aşık sefil kaldi
Bravo bakan beye
Kafadan madde buldi

Hiledir o hiledir o hiledir hiledir hiledir o
Hiledir o yar bundan sonra beledir

İflasa girdi cüzdan
Reyhani kimde vicdan
Çark-ı felek dönüyor
Parasi cebimizden

Hiledir o hiledir o hiledir hiledir hiledir o
Hiledir o yar bundan sonra beledir

Aşık Reyhani


Kömür gözlüm ateşine düşeli
Didem gam yaş döker dil imdat eyler
Diyar-ı gurbette sefil sergerdan
Bana senden başka kim imdat eyler

Ezelden olmuşum gamlar düşkünü
Ben feleğe mihnet etmem müşkülü
Canan ne beklersin elin köşkünü
Felek bir gün vurur ya barbat eyler

Yine rengin aldı dağın lalesi
Yıkılmış yapılmaz gönlün galesi
Emrah’ın çektiği aşkın belası
Ne alır canımı ne azat eyler

Aşık Reyhani


Sakın inanmayın her sahte Türk'e
Zor gelende Allah diyen yine biz
Kendi çıkarına menfaatine
Ak yoğurda kara diyen yine biz

Biz hep böyle uyutmuşuz yarını
Kesmişiz gerçeğin akışlarını
Padişaha peygamberin torunu
Sarayına bomba koyan yine biz

Açıkçası bize inanan deli
Üç günde harcadık Cemal Gürsel'i
Bizden doğdu anarşinin temeli
Şu gençleri vurun diyen yine biz

Zaman peş peşine gidiyor sürüp
İnsan çok acayip insan çok garip
Menderes'i iktidara getirip
Ölümünü imzalayan yine biz

Dokunmayın içim dolu bu sıra
Halı satmış oturmuşuz hasıra
Neden icap etmiş yüz yıldan sonra
Kalkmış atam atam diyen yine biz

İnönü öndermiş hem bir çilekeş
Bir zaman bağırdık Başbuğ'um Türkeş
Bir zaman yok dedik Süleyman'a eş
Erbakan peygamber diyen yine biz

Reyhani'yim çekileyim köşeye
Koy gerçekler istismarsız yaşaya
Başarı duamız Kenan Paşa'ya
Uymayıp da giden uyan yine biz

Aşık Reyhani


Yattım gurbet elde gam yastığına
Dağ gibi üstüme geldi ayrılık (oy yandım oy ayrılık oy)
Eşim dostum soldu gitti bağ gibi
Böldü parça parça etti ayrılık (oy yandım oy ayrılık oy)

Yollarıma engel geldi kış gibi
Gülsem bile iki gözüm yaş gibi (oy yandım oy ayrılık oy)
Şahin pençe sinde yavru kuş gibi
Böldü parça parça etti ayrılık (oy yandım oy ayrılık oy)

Aşık Reyhani

Behey rüzgar gider isen canana söyle beni
Lütfünde keremi varsa yakmasın böyle beni
Ben bu aşka düş olalı bana Mecnun dediler
Ben nasıl Mecnun'um bilmem aramaz Leyla beni

Ben bu aşka düş olalı gönlüm telaşta benim
Sinemi sitem bürüdü gözlerim yaşta benim
Ne dizimde kuvvet kaldı ne aklım başta benim
İpsiz bağladı bu felek bir kaşı yayla beni

Reyhani der çok kişiler arzeder han olmayı
Hiç düşünmez mi gafiller bir kabristan olmayı
İstemem senden muhtelif tahta sultan olmayı
Ko bana köle desinler yanında eyle beni

Aşık Reyhani


Bekle ağaç meyve versin
Taş ondan öteye başlar
Mevsim sonbahara ersin
Kış ondan öteye başlar

Üç kapıyı açacaksın
Dört pınardan içeceksin
Altı şartı seçeceksin
Beş ondan öteye başlar

Gel gülü yandırma bülbül
Önce ağla sonradan gül
Ölüm en son nokta değil
İş ondan öteye başlar

Reyhani can yakacağın
Tükenmedi çekeceğin
Asıl gözden dökeceğin
Yaş ondan öteye başlar

Aşık Reyhani


Bugün sabah ile visal-i yardan
Bana bir haber var inceden ince
Ol zülfü zer tar-ı hayal-i yardan
Bir buy-i eser var inceden ince

Olmak ister isen muhabbet pezir
Zincir-i hevaya gel olma esir
Sen de aşık olup var şu bezme gir
Bak gör ki neler var inceden ince

Ey Emrah aldanma sen bu laneye
Düşme dam-ı dehre sunan daneye
Külbe-i fen derler bu karhaneye
Bin türlü hüner var inceden ince

Aşık Reyhani

Elleri koynunda pınar başında
Almanya'ya doğru bakar bir gelin
Yedi çocuğu var dördü peşinde
Feleğe dişini sıkar bir gelin

Zavallıya hayat olmuş işkence
Ona zehir olmuş zevk ü eğlence
Dışarıdan bir erke sesi duyunca
Postacı zanneder çıkar bir gelin

Sorunca derdini söylemez dili
Yirmibeş yaşında bükülmüş beli
Hatıra aldığı kirli mendili
Gözünün yaşıyla yıkar bir gelin

Yıkık avlusuna hasır sererek
Körpe yavrusuna göğüs gererek
Yıldızlarda haber var mı diyerek
Akşam dam üstüne çıkar bir gelin

Çaresi yok derdi düşmüş derine
Uykusu yok hasret vurmuş serine
Kemerini vermiş borcun yerine
Belini iplikle sıkar bir gelin

Aylar geçer senesinden habersiz
Kitap okur manasından habersiz
İplik düşmüş iğnesinden habersiz
Dikeceği yerde söker bir gelin

Gücü yetse kanunları bozarmış
Kazma alıp toprakları kazarmış
Küçük oğlu babasına benzermiş
Umutla yüzüne bakar bir gelin

Reyhani der gel bu gelini kına
On yıldır elleri görmemiş kına
Sofrada Mehmed'i gelir aklına
Çorbayı yemeden döker bir gelin

Aşık Reyhani

Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum
Çaresiz dişimi sıktım giderim
Gafillerden darbe yedi gururum
Çaresiz dişimi sıktım giderim

Selam olsun ecdat ile abaya
Abdurrahman Gazi Habip Babaya
Tuz ektiler çalıştığım çabaya
Kaderime boyun büktüm giderim

Benim canım feda idi bin cana
Bin can az derlerse iki bin cana
Kırk senelik gözyaşımı fincana
Kattım Karasu'ya aktım giderim

Kırılmış sazımı astım tavana
Çevirdim yönümü döndüm divana
Gurbet kelepçedir yurdu sevene
Bilerek koluma taktım giderim

Nazar ettim solu ile sağına
Sanki matem düşmüş yar otağına
Seyreyledim Palandöken dağına
Üç kez geri döndüm baktım giderim

Yel devirsin sebeplerin kökünü
Sırtıma verdiler sitem yükünü
Kırk senedir beklediğim ekini
Harmana dökmeden yaktım giderim

Alnımız apaçık yüzüm karasız
Buna rağmen kuyladılar yarasız
Tambura köyünden Emrah çaresiz
Ben de Erzurum'dan çektim giderim

Reyhani'yim aşk ateşim dinmedi
İftira darbesi cana sinmedi
Zeynel Horasan'a gitti dönmedi
Bu da benim kara bahtım giderim

Aşık Reyhani


Sanma her şey gece yatar
Çok şeyler var gece yatmaz
Hakkın cemalini görmüş
Akarsular gece yatmaz

Aşk ile silkinir dağlar
Yaprağını döker bağlar
Yunus Emre durmaz ağlar
Özlemi var gece yatmaz

Akşam olur dağlar susar
Haramiler yolu keser
Rüzgar vurur otlar eser
Dağlar taşlar gece yatmaz

Hakikatin ermişleri
Marifetin görmüşleri
Veli Sultan devirişleri
Zikre başlar gece yatmaz

Yükseler çamlı meşeli
Enginler beyli paşalı
Reyhani aşka düşeli
Döker yaşlar gece yatmaz

Aşık Reyhani


Aman gazeteci gel bizim köye
Bizde olan türlü halleri de yaz
Yalnız saçlıyı başlıyı değil
Uyuzu koturu kelleri de yaz

Tütmez oldu köyümüzün bacası
Ne gündüzü belli ne de gecesi
Dokuz yıldır Almanya'da kocası
Çoluklu çocuklu dulları da yaz

Zannetme ki bütün millet bütündür
Bilmez misin bir tarafı yetimdir
Senin için şark hizmeti çetindir
Uzaktan görünen illeri de yaz

Vallahi doğuda yaşamak hata
Bir köyde bir ağa biniyor ata
Bir baş kırar on bin verir avukata
İfadeden aciz dilleri de yaz

Benim neme lazım koskoca ırmak
Çünkü taksımımda var susuz durmak
Senin bahsettiğin ojeli parmak
İçi nasırlanmış elleri de yaz

Bir de tennezzül et bizim köyde yat
Gel sor soruştur derdimiz kat kat
Taş koyulmamış Kars'a bir göz at
Ardahan'a gitmez yolları da yaz

Reyhani'yim ne karalı yazım var
Ben insanım bir çok yerde arzum var
Ne yazık ki bir kırılmış sazım var
Üstünde paslanmış telleri de yaz

Aşık Reyhani


İnsan ömrü kara benzer
Erimekten kurtulamaz
Sona doğru azar azar
Yürümekten kurtulamaz

Gençlik açılmamış güldür
İlim çağı tatlı bağdır
Sonu yaprak dökmüş daldır
Kurumaktan kurtulamaz

Reyhani yar yara kalsa
Gönül neşe ile dolsa
Aslı som altından olsa
Çürümekten kurtulamaz

Aşık Reyhani


Şu kahpe zamanın yersiz akışı
Sürüsüz çobana çevirdi beni
Tersine gözlerin aksi bakışı
Dost iken düşmana çevirdi beni

Seher yeli aksi haber bildirdi
Ağladığım düşmanımı güldürdü
Poyraz yeli küme küme kaldırdı
Buğdaysız samana çevirdi beni

Gerçeği bilerek sakla dediler
Misal-i Mecnunlar örneği çöller
Köküme göz dikti kara cahiller
Budaksız ormana çevirdi beni

İnkarın küreği küfrün kazması
Haksızın darbesi gücün ezmesi
Limansız denizin ani azması
Yelkensiz kaptana çevirdi beni

Gönül düşman derken bakış dost derken
Bulut nara atıp rüzgar es derken
Biri konuş derken biri sus derken
Akıllı hayvana çevirdi beni

Reyhani der kahpe zaman sert döndü
Namert dönse gam yemezdim mert döndü
Rakip ağır geldi hakem sırt döndü
Yenik pahlivana çevirdi beni

Aşık Reyhani


Gel yarim yeter bekledim
Gülü koklaya koklaya
Gözlerime yaş ekledim
Seli koklaya koklaya

Bir derdime bin ekledim
Aşkın boynuma yükledim
Seherde haber bekledim
Yeli koklaya koklaya

Gurbet gezdim adım adım
Asla olmadı muradım
Sırma saçın hatırladım
Teli koklaya koklaya

Reyhani'yim bak zamana
Kara bağrım yana yana
Kerem oldum Aslı Hana
Külü koklaya koklaya

Aşık Reyhani


Alemde bahtiyar insan olurdum
Keşfedip kusurum gören olursa
Umut var ki aradığım bulurdum
Bir kez doğru yol gösteren olsaydı

Belki bir er idim erlik çağımda
En yakın sevdiğim en uzağımda
Herbir çiçek bulunurdu bağımda
Zamanı geçmeden deren olsaydı

Katılsaydım bir kamilin yanına
Götürseydi beni şah divanına
Katsaydılar bir kamilin önüne
Hayvan mı unsan mı soran olsaydı

Reyhani der dosttan bekle yardımı
Bilmem tabip saracak mı sardı mı
Ben söylesem o dinlese derdimi
Doğru söz söyleyen yaran olsaydı

Aşık Reyhani


Bana derler aşık derdini söyle
Bu bir sırdır emanettir veremem
Belki dağlar kadar büyümem amma
Cevizin de kabuğuna giremem

Hasta odur sabır ile inleye
Evlat odur nasihati dinleye
Bundan sonra zevkle bakmam aynaya
Çünkü onda iç yüzümü göremem

Kulaksız işitmek dilsiz ifade
Canım cananındır edem iade
Vücut bir camidir vicdan seccade
Onun bunun çıkarına seremem

Reyhani'yim zamanım yok gülmeye
Doğar iken boyun eğdim ölmeye
Azrail gelmesin canım almaya
Bir canım var cananındır veremem

Aşık Reyhani


Ben gerçeğim yanlış fikir olamam
Onun çün kenara yazarlar beni
Ben beni kendimde arar bulamam
Bulursa soysuzlar ezerler beni

Ben kolu bağlıyam kolum çözmeyin
Ben hasta olursam ilaç ezmeyin
Beni kalbe yazın taşa yazmayın
Çünkü o bir taştır kazarlar beni

Ben bana çok dersem elbet yok benem
Ben beni yok gördümse çok benem
Ben beni bildimse enelhak benem
Nesimi demeyin yüzerler beni

Ben aşığım ağzı sözlü kalayım
Ben ozanım eli sazlı kalayım
Dokunmayın bana gizli kalayım
Reyhani'yim birgün çözerler beni

Aşık Reyhani


(yar ey) Ey rüzigar gidersen canana söyle beni
Onda merhamet varsa yakmasın böyle beni
Ben buraya uğrayalı bana Mecnun dediler
Ben nasıl Mecnun'um bilmem aramaz Leyla beni

(yar ey) Reyhani'yim aşka düştüm gözlerim yaşta benim
Eremedim muradıma gönlüm telaşta benim
Ne dizimde kuvvet kaldı ne aklım başta benim
Düşkünüm kapına geldim al kabul eyle beni

Aşık Reyhani


Bir dertsiz diyara varmak istedim
Gördüm yürüdüğüm yol benim gibi
Mecnun gibi bir Leyla'yı aradım
Sitemle yaralı çöl benim gibi

Varsa maharetin meydanıma çık
Yaralı avcıyım ceylanım kaçık
Gurbet tabutunda gözlerim açık
Eğer aşık isen öl benim gibi

Reyhani'yim hasret gözüm süzüldü
Göz gördü el yetmez bağrım ezildi
Kemiğim çürüdü derim üzüldü
Var mı bu alemde kul benim gibi

Aşık Reyhani

Demedim mi gönül kalkıp yürüme
Bir gün yollarını harami bağlar
Dertliysen derdini dertsize deme
Dertsiz hekim olsa yara mı bağlar

Yazılan kaderdir başa gelince
Suç sende ayağın taşa gelince
Kudretin damlası coşa gelince
Onu bent mi eyler dere mi bağlar

Oku sayfasını geçen çağların
Yaprağı dökülmüş nice bağların
Adeti böyledir yüksek dağların
Aslı'ya yol verir Kerem'i bağlar

Ben de Reyhani'yim susuz pınarım
Damlam coş ederse olmaz kenarım
Öldüğümü duysa o nazlı yarim
Bilmem al mı giyer kara mı bağlar

Aşık Reyhani