Celal Oğlan

Celal Oğlan’ ın babası seferberliğe gider ve kendisinden bir daha haber alınamaz. Babasından az bir zaman sonra annesi de vefat edince, ablası Döne tarafından adeta bir anne şefkati ile büyütülür. 1930 lu yıllarda, Sivas’ta yapımına başlanan Çimento fabrikası inşaatında çalışmaya başlar. Çok sevdiği, köyünün güzel kızı Döndü ile evlenebilmek için, paraya ihtiyacı vardır. Çalıştığı fabrika inşaatının bir odasında kalmaktadır. Çalışma şartlarının son derece ağır olması, çimento tozları ilerde başına gelecek olan hastalığını tetikleyecektir. Birkaç yıl çalıştıktan sonra köyüne dönmeye karar veren Celal Oğlan, bir sabah uyandığında yıkanması gerektiğini anlar ve kış günü, Kızılırmak suyunun buzunu kırmak suretiyle soğuk havada yıkanarak abdest alır. Bununla da yetinmeyip, yürüyerek köyüne gider. Köyüne gittikten on yedi gün sonra hastalanır ancak, bunu hiç kimseye söylememiştir. Bir rivayete göre de hastalığına “tifo” derler. Düğün hazırlıkları ise bütün hızıyla sürerken, düğününden bir gün önce yatsı namazından sonra yatağına uzanır ve bir daha uyanamaz. Celal Oğlan ağıtını ilk söyleyen nişanlısı Döndü’ nün hangi tarihte doğduğu bilinmemektedir. Celal Oğlan öldükten sonra amcasının oğlu ile evlenmiş ve adını da Şükran olarak değiştirmiştir. Bu evlilikten Abdulbaki isminde bir oğlu olmuş ancak, 10 yaşında iken çiçek hastalığından oğlunu da kaybetmiştir. Bunun üzerine hayattan tamamen kopmuş, psikolojik bunalımlar yaşamış ruh dünyasını büyük oranda etkilemiştir. 1985 yılında bir akrabasının düğününden dönerken, geçirdiği bir trafik kazası sonucu bir tarafı felç olmuş ve 2003 yılında vefat etmiştir. Mezarı Kayseri’ dedir. Uçsuz bucaksız bir sevginin, sadakatin sembolü olan bu hikâye ve türkü günümüzde hala popüleritesini korumaktadır. Türkü, Nurettin DADALOĞLU derlenerek, TRT repertuarına alınmış ve birçok sanatçı tarafından seslendirilmiştir. 1990’ lı yıllarda da Kadir PÜRLÜ ve Ali Şahin CANOZAN tarafından, SRT Televizyonunda belgesel olarak yayınlanmıştır. Deliilyas Belediyesi tarafından da her yıl Temmuz ayı içinde Celal Oğlan festivali düzenlenmektedir. Bazı mısralarında zaman içerisinde değişiklikler olduğu söylenir, ancak genel olarak kabul edilen Celal Oğlan ağıtı, bir rivayete göre 200-300 mısra civarındadır. Günümüze kadar gelen Celal Oğlan ağıtının tamamı aşağıda yazılmıştır. Şehir kültürü, şehir mirası ve Anadolu halk edebiyatına katkısı yadsınamaz. Bu ağıt, Anadolu’da yüz yıllar önce yaşanan büyük aşkların sanki devamı gibidir. Günümüz modern çağında buna benzer hikâyeler artık ne yazık ki yaşanmıyor. Aşkın, saygının, fedakarlığın ve muhabbetin çok güzel bir örneği olarak görülebilecek bu hikayenin kahramanı Celal Oğlan’ a (Kulmaç) çileli nişanlısı Döndü’ye rahmet olsun… Evlerinin önü arpa Kırat gelir kırpa kırpa Benim yavrum hastalanmış Kuru yerde yata yata Celal oy oy yavrum oy oy Benim oğlum hastalanmış Kuru yerde yata yata Evlerinde var makine Derdimi dökeyim kime Benim yavrum hastalanmış Götürmemişler hekime Celal oy oy yavrum oy oy Benim oğlum hastalanmış Götürmemişler hekime İpek mendil dane dane Yudular serdiler güne Celal oğlanı yudular Başucunda döne döne Celal oy oy oğlum oy oy Ana yavrumu yudular Başucunda döne döne Celal oy oy yavrum oy oy