Giresun´un güzel köyünde dünya güzel bir kız yaşamaktadır. Bu güzel kızın adı Feride´dir. Feride köyde genç bir delikanlı olan Ömer´i sevmektedir. Feride´nin gözünde de gönlünde de beyninde Ömer´den başkası yoktur. Bu iki genç birbirlerini sevmektedirler. Ömer köyün fakir ve gariban bir ailesinden gelmektedir. Ömer çok yiğit, mert ve iyi yürekli bir delikanlıdır. Ömer ile Feride küçük yaşlardan beri birbirlerini severler. Her ikisi de hiçbir zaman birbirleri dışında gönüllerine kimseyi almamışlar. Feride ile Ömer evlilik çağına gelmişler. Bu iki genç dünyalarını birleştirmeye karar verirler. Ailelerini haberdar ederler. Aileler tanışır her şey yolunda ilerler. Düğün hazırlıklarına başlarlar. Tüm bu güzel gelişmeler yaşanırken önlerine bir engel çıkar. Bu yörede bulunan ağa takımının çocuklarından Musa´da, Feride´yi görür ve ona göz koyar. Bunu duyan Feride çok sinirlenir ve Musa´ya haber gönderir. Feride “Ben bu dünyada Ömer´den başkasını sevmedim, sevmem de bu böyle bilinsin. Ben bu dünyadan Ömer´den başkasını gönlüme almadım, aklıma getirmedim, kimseyi sevmedim bir tek kişi sevdim oda Ömer´dir” deyip haberi Musa´ya yolar. Bu haber üzerine zalim Musa çileden çıkar ve mazlum, gariban, Ömer´i gördüğü yerde döver ona eziyet eder. Ömer yiğit cesur bir delikanlıdır; fakat Musa´nın adamları çok olduğu için kavgada hepsini dövemiyor. Belalı Musa, Ömer´i ne zaman tek başına görse adamlarını onun üzerine gönderir ve onu döverler. Musa´nın, Ömer´i dövmesi ve ona eziyet etmesindeki sebep onu Feride´yi sevmekten alı koymak, geri adım atmasını sağlamaktır. Sonra Feride´nin yanına gidip bak seni seven adam seni bıraktı artık seni sevmiyor demek için her şeyi dener; ama Ömer, Feride´yi gerçekten de sevdiği için sevdiğinden asla vazgeçmez. Türlü eziyetler ve işkencelerden geçer; ama sevdiğinden vazgeçmez. Ömer bakar ki bu zorbalıkların sonu gelmez, bunun için düğün hazırlıklarını hızlandırır. Ömer´in tek bir derdi vardır, Feride´ye kavuşmak. Ömer ile Feride´nin ailesi de zalim Musa´nın yaptıklarını görünce bu duruma çok üzülürler. Aileler Feride ile Ömer´e “Derki bu Zalim, zorba Musa artık size bu köyde rahat vermez hep huzursuzluk çıkartacaktır. Bu yüzden en iyisi siz bu köyü terk edin, gidin başka diyarlarda rahat edin, aşkınızı uzak diyarlarda yaşayın, orada evlenin, güzel bir hayat sürdürün, bize de iyi olduğunuza dair, mektupla haberdar edin bu bizim için yeterlidir.” Normalde diğer hikâyelerde aileler gençlerin birlikteliğine ve kaçmalarına karşı çıkar. Diğer hikâyelerde kızların ailesi onları zengin bir ailenin çocuğu ile evlendirmek ister; ama bu hikâyede kız tarafı da erkek tarafı da çocuklarının sevdiği kişi ile olmasını ister ve onlara yardımcı olur, birbirlerini sevenlerin kavuşmasını isterler. Ömer ile Feride, ailelerinin tavsiyesine uyup bir gece vakti kimseye haber vermeden köyü terk etmeye karar verirler. Gecenin karanlığında yola koyulurlar ve sesiz adımlarla ilerler. Sokağı bitirirler yokuş yukarı çıkarlar. Feride yorulur, çeşmenin başında biraz dinlenirler. Dinlendikten sonra tekrar yola koyulurlar. Ana yola varmalarına birkaç sokak kalmıştır. Ana yola varınca köyün sınırlarından kurtulacaklardır; ama Musa ve adamları onların karşısına çıkar. Bu sokakta da onların karşısına çıkmasaydı belki ana yola varıp kurtulacaklardı. Musa ve adamları onların yolunu keser. Geri dönmek isterler arka tarafta Musa´nın adamları ile doludur. Musa, Ömer´e Feride için tek tek kavga etmeyi teklif eder. Ömer bu teklifi kabul eder. Kavgaya tutuşurlar. İkisi de birbirlerini yaralar ve suratları kanlar içinde kalır. Kavga uzamaya başlar. Feride ise kenarda kavgayı seyreder ve Ömer için ağlamaya başlar. Bu ağlama üzerine Ömer çok sinirlenir. Musa artık Ömer´i kavgada yenemeyeceğini anlar ve belinden bıçağı çıkarıp Ömer´i yaralar. Ömer cesur bir delikanlı olduğu için kavgaya yaralı devam eder. Ömer, Musa´nın üzerine atlar ve ondan bıçağı alır. Feride´nin ağlama sesine dayanman ve başka çaresi kalmayan Ömer bıçağı alıp tam Musa´ya saplayacakken, Musa´nın adamları elindeki silahlarla Ömer´e altı el ateş açar ve onu sırtından vurarak öldürürler. Ömer cansız bedeninde 6 kurşun yarası bide iki bıçak yarası olmuştur. Tüm bunlar Feride´nin gözleri önünde olur. Musa ve adamları hemen olay yerini terk ederler. Feride ise Ömer´in olduğu yere gider kurtarmaya çalışır; fakat artık çok geç olmuş, Ömer aldığı darbelerle hayatını kaybetmiştir. Feride sabaha kadar onun başında bekler ve ağıt yakar. Köylüler sabah uyanınca Feride tarafından yakılan şu ağıtla karşılaşır. Giresun´un içinde İki sokak arası Altı kurşun attılar Üç de bıçak yarası *** Vuruldum düştüm yere Gidemedim uzağa Ne edelim sevdiğim Düşürdüler tuzağa *** Giresun´un içinde Yeşil fındık bahçesi Vurdular Feride´mi Yere düştü bohçası *** Vuruldum düştüm yere Gidemedim uzağa Ne edelim sevdiğim Düşürdüler tuzağa *** Vuruldum sevdiceğim Kanar yüreğim kanar Alamadım ben seni Yanar yüreğim yanar *** Vuruldum düştüm yere Gidemedim uzağa Ne edelim sevdiğim Düşürdüler tuzağa Bu ağıt tüm Karadeniz´de yayılmaya başlar. Giresun´un içinde hikâyesi zamanla türkü olarak okunmuş ve bestelenmiştir. Birçok ses sanatçısı ve müzisyen bu türküyü seslendirmiştir.
ŞİİR KALBİN AYNASIDIR