Hemşerim, haydi, göğsün sevincinden kabarsın Şu eflâke set çeken yüce dağlar boyunca! Set çekme hislerine bu güzel günde, varsın Hürriyetin zevkini için tatsın doyunca.
İşte, Halkapınar’dan at süren bir bölüğün Neşeli nal sesleri Kordon’u çınlatıyor; Atların nallarından çıkan ateşler bugün Bir güneş nuru kadar kalbi aydınlatıyor.
Hemşerim, duyduğunu boğma ciğerlerinde, Orda coşan sevinci en gür sesinle haykır. Sevincinin sayhası akis versin derinde; Kır, bugün hislerini zapteden zinciri kır!
Dinle top seslerini... İşte şimdi konakta Yeni doğan gün gibi bayrağın yükseliyor. Kordon’a dalga dalga vuran körfeze bak da Gör ki, bir vatan kalbi deniz olmuş geliyor.
Bu anda aynı gurur, aynı sevinç içinde On üç milyon kişinin kalbi burda atıyor; Vatanda kadın, erkek, ihtiyar, dinç içinde Bir tek gönül var gibi aynı zevki tadıyor.
Bak, şehirde, nihayet sevdiğinin göğsüne Düşen bir sevgilinin tatlı baygınlığı var Tarihinin bu günü benzemez başka güne! Kalbinin hangi günde böyle çırpındığı var?
Zafer değil bu millet zaferinin yanında Cihanın dört ucuna korku salan seferler! En büyük kahramanlar işte: öz vatanında İstiklâlin uğruna bu kan dökmüş neferler.
Hemşerim, bak ta göğsün iftiharla kabarsın Şu eflâke ser çeken yüce dağlar boyunca! Set çekme hislerine bu güzel günde, varsın Hürriyetin zevkini için tatsın doyunca...