Düne kadar aboneydin harama; Hep derdin ki: ''Sözüm geçer parama.'' Şimdi musallada, boşa arama; Banka vezneleri yok tabutların, Söyle, biraz avans versin putların !
Tapular bıraktın, valiz dolusu, Vârisler şimdiden, kurdular pusu. Niye getirmedin ? Hayret doğrusu; Gerçi, bagajları yok tabutların, Bir taksi tutardı, sana putların.
Ahlâk felsefende, çağdaşlık maşa, Üçbeş fâhişeyle, güreştin başa. Haydi.. Bu gece de, kaçamak yaşa; Gümüş şamdanları, yok tabutların, Söyle, birkaç mum getirsin putların !
Hep aşkta kazandın(!),verdin kumarda, ''Dolaşmalı'' derdin, ''rakı damarda'' Biraz ayıldın mı bu son şamarda? Amerikan barı, yok tabutların, Söyle de cin tonik versin putların !
Nerde şimdi, beş yıldızlı oteller? O hüzzam faslına, dem tutan teller? Nerde, o rakseden incecik beller? Dansözü, şantözü yok tabutların, Zil takıp oynasın, şimdi putların !
Yaşarken, sen de bir saplantı vardı; Minâreler, sanki sana batardı. Hele sabahları, tepen atardı; Gördün ya.. Konforu yok tabutların, Söyle de, bir döşek sersin putların !
Hani, "Kur'ân" diyen, sence yobazdı, Hani, O yobaza, her zulüm azdı Az önce mezarcı, yerini kazdı ; Tahliye kapısı, yok tabutların , Söyle de bir avukat, tutsun putların.
Ne kadar büyüktü dindara kinin. Hacıya, hocaya uzardı dilin. Konuşsana mevtâ ! Bitti mi pilin? Oksijen tüpleri yok tabutların, Söyle de bir nefes versin putların.
''Uyandım'' diyorsun, lâkin boşuna; Gördün.. Bakmıyorlar hiç göz yaşına Ey mevtâ !. Kaldın mı, yalnız başına? İmdat düğmeleri, yok tabutların, Üzülme.. Kurtarır (!) seni putların.