Elimden doğruca, güzelce, iyice bir yazı mı çıkıyor? İğreniyorum! Hâlâ bu
memlekette doğru, güzel ve iyi olanı savunma gayretimden, bu gayretin boşluğunu
anlayamamak enayiliğinden iğreniyorum!
Olanlar ortadayken, hep bugünü yarına erteleyici ve gelmeyecek bir istikbale
ısmarlayıcı 'cek' ve 'cak' edatlarından iğreniyorum!
(Perikles) gibi (Attik) Yunan medeniyetinin en haşmetli ve her şeyi tamam
cemiyetinde, (Lirik) şiirin babası (Pindaros) şöyle der:'Meğer bütün bir ömür
katırlara saman yerine çiçek sunmuşum! '... Ben de aynı meraret duygusuyla
güneşi cepte kaybetmiş bir topluma bu sırrı anlatamamanın sefaletinden
iğreniyorum!
Dudaklarla kalbler arasındaki mesafeden, her akşam başına yorganı çeker çekmez
uyuyuveren nefs muhasebesi yoksunu eyyamgüder politikacıdan, tecrit kampı ve
iman zindanı haline getirdikleri camilere hissizce girip çıkan marka
müslümanlarından iğreniyorum! Gördüğü şeyi nasıl görebildiğini izahtan âcizken
gözüyle görmediği için Allahı inkar eden maddeciden iğreniyorum!
Posayı cevher sanan kabuk milliyetçisinden, çile çekmeden olmaya bakan ezberci
medeniyetçiden, hayat ağacını devirmeyi ve nurlu meyveleriyle ateşe atmayı
inkilâp sayan devrimbazdan ve bunlara inananlardan, kapılanlardan iğreniyorum!
Hâsılı, dil adına dilden, ev adına elden, vatan adına vatandan ve köy, köylü,
şehir, şehirli, gazete, dergi, kitap, mektep, talebe, muallim, polis, memur,
kanun, nizam, kadın, erkek, dost, ahbap ne varsa bunların gerçekleri adına
hepsinden iğreniyorum!
Ötesi var mı? ...
Ağlayamayan, anlayamayan, içini kanatamayan, yumruğunu sıkamayan insandan,
Allahın Kur'anda 'belhüm adal-Hayvandan aşağı' diye andığı iki ayaklılardan
iğreniyorum!