Neler Oluyor?
00-00-0000 - 00-00-0000
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su
Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su
Suya versin bağban gülzarı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su
Ârızın yâdiyle nemnâk olsa müjgânım n'ola Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su
Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ Hayrdır vermek karanû gecede bîmâre su
İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et Susuzum bu sahrede benim içün are su
Ben lebin müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelir huşyâre su
Ravza-yı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş reftâre su
Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su
Destbûsi arzûsiyle ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su
Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağının mîzacına gire kurtâre su
Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su
Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yı durr-i istifâ Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su
Kılmak için taze gülzâr-ı nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hâre su
Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim Yetmiş andan bin bin âteşhâne-i küffâre su
Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su
Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su
Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevchîz El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsâre su
Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister salar nûr Dönmez ol dergâhtan ger olsa pâre su
Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ Eyle kim def-i humar için içer meyhâre su
Yâ Habîballah yâ Hayr'el-beşer müştâkınım Eyle kim lebteşneler yanıb diler hemvâre su
Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da Şeb-nem-i feyzin yitirmiş sâbit ü seyyâre su
Çeşm-i hûrşidden her dem zülâl-ı feyz iner Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dîl-i sûzânıma ebr-i ihsanın sepe ol nâre su
Yümn-i na'tınden güher olmuş Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şehvâre su
Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-i haşr Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su
Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Saçma ey göz yaşından gönlümdeki ateşe su Ki bu denli tutuşan ateşe olmaz çare su
Ya su rengindedir gökyüzü rengini göremiyorum Ya da gözümden yayılmış hepten gökyüzüne su
Mızrağının zevkiyle tutuşarak yok olsa gönlüm Ki geçerken yarıklar açar duvarda su
Yaralı gönlüm korkuyla söz eder kirpiğinden Nitekim çekine çekine içer kimde olsa yara su
Suya versin bahçıvan gülzarı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün gibi verse bin gülzara su
Hattat yazısıyla benzetemez yüzünün tüylerini Kağıda bakmaktan inse gözlerine kara su
Sevgili anısıyla ıslansa kirpik ne olur Boşa gitmez gül umuduyla vermek dikene su
Gam günü esirgeme hasta kalbe oklarını Hayırdır vermek karanlık gecede hastaya su
Gönül yalnızlığında kirpiğinle özlemimi gider Susuzum bu sahrada benim için ara su
Ben dudağı arzularım zahitler kevser ister Nitekim meste mey içmek hoş gelir ayıka su
Her an yerinde durmayıp senin köyünden geçer Aşık olmuş galiba o hoş huylu serviye su
Su yolunu o köyden toprak olup tutsam gerek Rakibimdir diye bırakmam varsın o köye su
El öpme arzusu ile ölecek olsam dostlar Testi yapın toprağım sunun onunla yara su
Servi dik başlı olur kumrunun yalvarmasına Karşı, eteğini tutup ayağına düşse yalvarsa su
İçmek ister o bülbülün kanını hile ile Gül budağının doğasına gire kurtara su
Tertemiz doğasını göstermiş dünyalılara Uymuş seçilmiş Ahmed peygamberin izine su
İnsan türü efendisi af denizinin incisi Serpmiş mucizesi kötülerin ateşine su
Peygamberlik bahçesini yeşertmek için Çıkarmış mermer taşından mucizeleriyle su
Mucizesi dünyada engin bir denizmiş ki Yetmiş ondan kafirlerin bin bir ateşevine su
Hayret ile parmağını dişler kim dinlese Parmağından vermesi şiddet günü Ensar'a su
Dostu yılan zehiri içse hayat suyu olur Düşmanı su içse döner yılan zehirine su
Var etmiş her damlada binlerce dalgalı deniz Abdest alırken değdiğinde yanaklarına su
Ayağının toprağına varayım der çağlardır Başını taştan taşa vurup gezer avare su
Zerre zerre dergahın toprağına salsın ister nur Dönmez o dergahtan lime lime bile olsa su
Natının virdini hata işleyen ilaç bilir İçkiden kurtulmak için içer ayyaş bile su
Ey peygamber ey en güzel insan seni özlerim Nasıl ki susuzlar yanıp her an ister kendine su
Sensin keramet denizi ki miraç gecesinde Feyzin şebnemi yetirmiş durana gezene su
Güneşten her zaman duru ışıklar saçılır ki Gerekirse kabrini imar eden mimara su
Cehennem korkusu ateşi salmış yanık gönlüme Rahmetinin bulutu serpsin o ateşe su
Natının kutuyla cevher olmuş Fuzûlî sözleri Nisan bulutundan inen inci tanesi gibi yere su
Gaflet uykusundan uyandığında kıyamet günü Hasret uykusundan döküldüğünde uyanık gözlere su
Umudum odur ki kıyamet günü mahrum kalmayayım Kavuşma pınarın versin susuz dudağıma su
Fuzuli
ŞİİR KALBİN AYNASIDIR