Şiirleri çağdaş Urdu ve Fars
edebiyatının en önemli yapıtlarındadır. Allâme İkbal olarak da
bilinir. Hindistan'daki Müslümanların bağımsızlık mücadelesini ilk defa dile
getiren kişidir.
1873'de mutasavvıf bir anne
ve babanın oğlu olarak Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde
doğan Muhammed İkbal ilk eğitimini Kur'an üzerine
aldı.
Kur'an eğitimini medresede
tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocasının
yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladı. Lahor'da yüksek
öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi'ne hoca olarak tayin
edildi. Bu yıllarda Muhammed İkbal'in şiirleri de yayınlanmaya başlandı.
1905'de Londra'daki Cambridge
Üniversitesi'nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu. Londra'da üç sene kadar kalan İkbal, burada Arap Dili ve
Edebiyatı Fakültesi'nde hocalık yaparken, bilhassa Londra'da ilgi görmesine
sebep olacak çeşitli İslâmi konularda bir dizi konferans verdi. Yine Londra'da
kaldığı müddet içinde hukuk üzerine okuyan İkbal, savcılık diplomasını aldıktan
sonra Almanya'ya giderek Münih Üniversitesi'nde felsefe dalında doktora yaptı.
1908'de Hindistan'a
döndüğünde, yazı ve şiirlerine hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla
karşılandı.
Şiirlerinde Mevlânâ'nın etkisi büyüktür.
Muhammed İkbal ülkesinin
siyasetine de katılmış ve halkını bu konularda yönlendirmişti. Onun bu konudaki
düşüncesi ise, "Siyaset; çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir"
şeklinde idi.
Müslüman Hintli mücahitler
adıyla yazdığı şiirleri Hindistan'daki Müslümanların hareketlenerek İngiliz
sömürüsüne başkaldırmalarında ve Pakistan'ın kuruluşunda büyük tesiri olmuştu.
Bu yönüyle İkbal, Mehmet Akif Ersoy'a da benzetilmiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında,
zor durumda Pakistan halkını, Türk halkının milli mücadelesine destek vermek
için örgütlemiş, milli mücadelede
kullanılmak üzere Pakistan halkından 1.5 milyon sterlin toplayıp Ankara
hükümetine yollatmıştır. Bu paralarla daha sonra Türkiye Cumhuriyeti hükümeti
tarafından şimdiki İş Bankası kurulmuş ve önemli bir bölümü Cumhuriyet Halk
Partisine verilmiştir.
Uzun süren bir hastalıktan sonra 21 Nisan 1938'de
vefat etti.
Eserleri
Esrâr-ı Hodî (Esrar ve Rumûz,1915)
Rumûz-i Bî-hodî (1918)
Peyâm-ı Maşrik (Şarktan Haber,1924)
Bâng-ı Derâ (1924)
Zebûr-i Acem (1927)
Cavidname (1932)
Misafir (1934)
The Reconstruction of Religious Thought in Islam
(Lahore 1934)