Ömer Zülfü Livanelioğlu (d. 20 Haziran 1946; Ilgın, Konya), bilinen
adıyla Zülfü Livaneli, Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen.
Ömer Zülfü Livanelioğlu, 20 Haziran 1946'da Konya'nın Ilgın ilçesinde
dünyaya geldi. Livanelioğlu ailesinin büyük dedeleri Ömer Efendi 93 Harbi’nde
Artvin’in Ermeni ve Rus işgaline uğraması üzerine Erzurum’a gelerek Ahmet
Muhtar Paşa’nın ordusuna katılmıştır.
Ömer Efendi Harput Redif Taburu’na mülazım rütbesiyle atanır. Daha sonra
burada çıkan çatışmada şehit düşer. Ömer Efendi’nin tek oğlu olan Zülfü Efendi,
Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sorgu hakimi olarak görev yapar. Soyadı Kanunu
çıktığında, babasının geldiği Artvin/Yusufeli/Livane Sancağı'na izafeten
Livanelioğlu soyadını alır.
Zülfü Efendi’nin oğullarından üçü de
hakim olmuştur. En büyükleri ve Zülfü Livaneli'nin babası olan Mustafa Sabri
Livanelioğlu, Yargıtay Başkanvekilliği’ne kadar yükselmiştir.
Siyasi kariyeri
Livaneli, 1994 yerel seçimlerinde,
Sosyal demokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na
aday oldu. Anavatan Partisi'nin adayı İlhan Kesici, Refah Partisi'nin adayı
Recep Tayyip Erdoğan ve Doğru Yol Partisi'nin adayının Bedrettin Dalan olduğu
çekişmeli seçim sürecinde oyların %20,30'unu alan Livaneli üçüncü geldi.
Erdoğan ise %25,19'luk bir oranla
Belediye Başkanı seçildi. Livaneli, 2002 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk
Partisi'den İstanbul milletvekili seçildi. Partinin 13. Olağanüstü
Kurultayı'nda yeter sayıda imza bulamadığı için genel başkan adayı olamadı ve
parti yönetimini ağır şekilde suçlayarak istifa etti.[Livaneli, istifasını
açıklarken şunları söyledi:
“CHP yönetimi, Atatürk'ün laik,
devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için
ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük
tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci,
reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük
çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı.
Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra
da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları
artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik
bir yapıya dönüştürüldü. ”