Atilla İ̇̇lhan

15-06-1925 - 11-10-2005

  • Ayrılık Sevdaya Dahil / Attila İ̇lhan

açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın




rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan


ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili

telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili



yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle



sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız

Attila İlhan

Anadolu Şairleri

Bahti̇yar Vahapzade

16 Ağustos 1925 , Pazar


Enver Gökçe

1 Ocak 1920 , Perşembe


Sultan Abdülaziz

1 Şubat 1830 , Pazartesi


Yıldırım Beyazit

10 Mayıs 1354 , Cuma


III.SELİM

24 Aralık 1761 , Perşembe


II. Mahmut

20 Temmuz 1785 , Çarşamba


Yavuz Sultan Seli̇m

10 Kasım 1470 , Perşembe


Hod'lu Noksani

1 Ocak 1922 , Pazar


Necati Bey

30 Kasım -0001 , Pazartesi


Behiştî

30 Kasım -0001 , Pazartesi


İbrahim Nasrallah

30 Kasım -0001 , Pazartesi


Uğur Işılak

15 Kasım 1971 , Pazartesi


Neşet Ertaş

1 Ocak 1938 , Cumartesi


Necmetti̇n Hali̇l Onan

1 Ocak 1902 , Çarşamba


Arif Ay

30 Kasım -0001 , Pazartesi


ŞİİR BİR TUTKUDUR

Gel/Karacaoğlan

13 Aralık 2024 , Cuma - 23:52:07


Acz

9 Aralık 2024 , Pazartesi - 13:24:26


Kaldırımlar

6 Ocak 2023 , Cuma - 23:28:18


İ̇nci̇tme

26 Kasım 2024 , Salı - 19:47:50


Çanakkale Şehi̇tleri̇ne

5 Ocak 2023 , Perşembe - 17:30:34


Mesrûr Olsam Da Hoş Olmasam Da Hoş

12 Aralık 2024 , Perşembe - 18:05:20


Yollar Ve Gökler

11 Aralık 2024 , Çarşamba - 23:34:24


Gizli Gizli

11 Aralık 2024 , Çarşamba - 23:26:08


Kolay Değil Yaşamak

10 Aralık 2024 , Salı - 22:02:46


Alışma Bana, Ne Yapacağım Belli Olmaz

7 Aralık 2024 , Cumartesi - 22:17:54


Hele Bir Başlasın

6 Aralık 2024 , Cuma - 19:44:53


İlk Defa

6 Aralık 2024 , Cuma - 19:18:44


Yakışır Dağlar (çukurova)

3 Aralık 2024 , Salı - 20:32:40


Piraye İ̇çin Yazılmış : Saat 21-22 Şiirleri

3 Aralık 2024 , Salı - 20:22:45


Nasıl Yar Diyeyim

2 Aralık 2024 , Pazartesi - 21:44:32


G-33JZKG2P8E