Bir siyah beyaz İstanbul fotoğrafı vardı düşüp yitti cebimden her kapıyı açan anahtarımken solup kayboldu puslu albümdekiler tualimde bir bulut aksanı fırçamda kirli mavi kalemimde bal rengi eski bir acı omzumda küflü bir çağ sfenksler arası yıkıldı kalemim saçlarım darmadağın şakaklarım, alnım, yüreğim kan parmaklarım kırık parmaklarım çaresiz, bitkin o ben miyim üflesen alev alacak keskin, saf ve delici bakan çocuk hangi sayfayı açsam genzimde yanık kokusu yüzüme harareti vuruyor sayamıyorum çok sözlüklerden yüzleri bıçak gibi sokaklara yoksul kimsesiz çocuklar dökülüyor ufalanıyor, boyun büküyor, soluyor acıkıyor, üşüyor, ağlıyor, saçları kül rengi bir ülkenin utanç haritası Bir siyah beyaz İstanbul fotoğrafı vardı bu gece hatırladım ısırarak dilini imkansızın karanlık üstüme dökülünce soldu İstanbul'da çocuklar albümde acı bir sessizlik içinde o eski fotoğraflar