Mehmet Akif Ersoy

20-12-1873 - 27-12-1936

  • Hasır


Geçende, Yayla civârında bir ufak cevelân
Bahânesiyle, bizim eski âşinâlardan
Bir attarın azıcık gitmek istedim yanına,
Ki her zaman beni da’vet ederdi dükkânına.
Biraz müsâhabeden sonra söktü müşteriler:
— Ver ordan on paralık zencefil, çöroğtu, biber.
Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi?
— Silik bu yirmilik almam...
— Uzatma gör işimi!
— Oğul, çabuk... Bana tîrak... Okunmuş olmalı ha! *
Bizim çocuk, adı batsın, Yılancık olmuş...
— Ya?
— Sübek kadar yüzü hütdağ kesildi!
— Vah vah vah!
— Hanım, geçer, nefes ettir...
— Geçer mi? İnşallah.
— Bi yirmilik paket amma sabahki tozdu bütün...
— Ayol, hep içtiğimiz toz... Bozuldu eski tütün!
— Efendi amca, sakız ver... Biraz da balmumu kes.
— Kızım, parayla olur ha! Peşinci bak herkes.
Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe,
Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye.
Epeyce fâsıladan sonra geldi başka biri:
— Genişçe bir hasırın var mı? Neyse hem değeri.
Cenâze sarmak içindir, eziyyet etme sakın!
Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın
Bugün, sabahleyin artık cihandan el çekmiş...
— Ne çâre! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş.
— Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse...
Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse!
— Dokuz kuruş bu hasır, siz, sekiz verin haydi...
Pazarlık etmeyelim bir kuruş için şimdi!
Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa;
Sokuldu kimbilir ordan da hangi bir bucağa.
Açıldı bir ölü saklanmak üzre sînesine;
Kapandı ketm-i adem heybetiyle sonra yine!
Beş on fakîre olup bâr-ı dûş-i istiskàl,
Huzûr-i lâlini bir nevha etmeden ihlâl,
Sükûn içinde uzaklaştı âşiyânından.
Geçince sûrunu şehrin, uzattı servistan
Garîb yolcuyu tevkîfe bin bükülmez kol!
Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol.
Mezarcının o kürek yüzlü dest-i lâkaydı
İânesiyle nihâyet mezâra yaslandı.
Hücûm-i mihnet-i peyderpeyiyle dünyanın,
Hayâtı bir yığın âlâm olan zavallı kadın,
Hasırdan örtüsü dûşunda hufreden indi...
Enîn-i rûhu da artık müebbeden dindi.
Bu hâtırât ile kalbimde başlayınca melâl,
Oturmak istemez oldum, kıyâm edip derhâl;
-Yüzümde âleme nefrin, içimde şevk-i memât;
Gözümde içyüzü dehrin: Yığın yığın zulümât! -
Bulunduğum o mukassî mahalden ayrıldım.
Bu perde bitti mi? Heyhât! Atmadım bir adım,
Ki rûhu eylemesin böyle bin fecîa harâb!
Hayât nâmına, yâ Rab, nedir bu devr-i azâb?

* Çöroğtu (çörek otu) ve tîrak (tiryak) gibi kelimeler, halk telâffuzuyla alınmışlardır.

Mehmet Akif Ersoy

Anadolu Şairleri

Bahti̇yar Vahapzade

16 Ağustos 1925 , Pazar


Enver Gökçe

1 Ocak 1920 , Perşembe


Sultan Abdülaziz

1 Şubat 1830 , Pazartesi


Yıldırım Beyazit

10 Mayıs 1354 , Cuma


III.SELİM

24 Aralık 1761 , Perşembe


II. Mahmut

20 Temmuz 1785 , Çarşamba


Yavuz Sultan Seli̇m

10 Kasım 1470 , Perşembe


Hod'lu Noksani

1 Ocak 1922 , Pazar


Necati Bey

30 Kasım -0001 , Pazartesi


Behiştî

30 Kasım -0001 , Pazartesi


İbrahim Nasrallah

30 Kasım -0001 , Pazartesi


Uğur Işılak

15 Kasım 1971 , Pazartesi


Neşet Ertaş

1 Ocak 1938 , Cumartesi


Necmetti̇n Hali̇l Onan

1 Ocak 1902 , Çarşamba


Arif Ay

30 Kasım -0001 , Pazartesi


ŞİİR BİR TUTKUDUR

Seni Vuran Eller Kırılsın Evlat!

7 Mayıs 2023 , Pazar - 16:51:15


Yanma

13 Ocak 2025 , Pazartesi - 21:56:26


Gel/Karacaoğlan

13 Aralık 2024 , Cuma - 23:52:07


Acz

9 Aralık 2024 , Pazartesi - 13:24:26


Kaldırımlar

6 Ocak 2023 , Cuma - 23:28:18


İ̇nci̇tme

26 Kasım 2024 , Salı - 19:47:50


Çanakkale Şehi̇tleri̇ne

5 Ocak 2023 , Perşembe - 17:30:34


Kış Düşünceleri

13 Ocak 2025 , Pazartesi - 21:47:37


Ananın Karnından İ̇nmeden Yere

7 Ocak 2025 , Salı - 23:38:34


Mesrûr Olsam Da Hoş Olmasam Da Hoş

12 Aralık 2024 , Perşembe - 18:05:20


Yollar Ve Gökler

11 Aralık 2024 , Çarşamba - 23:34:24


Gizli Gizli

11 Aralık 2024 , Çarşamba - 23:26:08


Kolay Değil Yaşamak

10 Aralık 2024 , Salı - 22:02:46


Alışma Bana, Ne Yapacağım Belli Olmaz

7 Aralık 2024 , Cumartesi - 22:17:54


Hele Bir Başlasın

6 Aralık 2024 , Cuma - 19:44:53


G-33JZKG2P8E