Toprağına serpilmiş şaşkın Anadolu'yum Altın boynuzlarında kaybolmuş yitik tarih Göğüne kondurulmuş kül rengi bulutunum İstanbul beni dinle, beni anla, beni sus
Ufkundaki kızıl kor hangi zamanın mührü? Matemlerden mi kalmış, şenliklerden mi eser? Yağmurunda bal rengi aşkımın tebessümü İstanbul benimle gül, beni yaşa, bende kal
Bukleli saçlarında naîf bir gölgeyim ben Gülüşünde incecik kırılgan bir kaygıyım Zincirlere vurulmuş bir çığlığım sesinde İstanbul beni ağla, başını koy dizime Bende yaşa İstanbul, ruhumsun bedenimde