Dev kanatlarıyla çarparak taraçamıza Günün birinde yıkıldı Evin ve şehrin üstünde dolaşan Hamiyetli gölgesi babamın
Avlunun ortasında Düşerken ayrılıp -kocaman, Dikenli iki kabuğa Çiçek tarhlarının üstüne fırlattı Küçük ve huzursuz ruhunu çocukluğumun
Kokular sürünürdü çünkü babam Yaralarını çiçeklerle örtmek için Bileyci çarkıyla sahneye çıkıp Ve kör pıçaklarıyla Yanıp giden bir dekorda bırakmış Yürünecek yolları oğullarına Ve atını balinanın karnında
Şimdi yüz sargılarından tanıyoruz hayaletini Kanayan avuç içlerinden Kırık sesinden Konuşurken gıcırdayan iradesinden Solungaçlarından zıpkınlarından ve iplerinden Sırtındaki güzelim kum fıskiyesinden