işte bu yüzden her şey bir anda oldu feahsenbesen yatağında öldürüldü kara kız ebediyyen lanetlendi ve saçlarından asıldı darağacına nietzsche çıldırdı spinoza canına kıydı ve gözlerin denizi içti bitirdi sahi ben şimdi ne yapacağım deniz olmadan karanfil
yoluma düştün kan kırmızısı karanfil
bu yüzden yok oluyor deniz koltukaltlarında bu yüzden martılar acıyla kanat çırpıyor bu yüzden lohusa kadın ölüyor ve yetim kalıyor istanbul orta yaş bir adamın ayağı kayıyor ve istasyonlar başına yıkılıyor yedi dağda yedi kurt vuruluyor ve kara kızın gelinliği gül dalında asılı kalıyor
yoluma düştün kan kırmızısı karanfil
işte bu yüzden uykularım uçup gitti mecalsiz ve yorgun kaldı kirpiklerim
yepyeni bir sayfa açıldı önüme hicranı yüzüme vuran sonbahar rüzgarlarından
biliyorum sen bir karanfilsin rengini inkar eden ağulara banılmış red gözyaşların dinmiyor bense alnına parmaklarından düşen yağmur damlası gibi ıslak bir mühür vurulmuş kederim som keder
ensem zalim bir çekiç örse iner gibi sarsılıyor yani sen ihsaniye'den geçip bir patikada alnına öpücükler sundun ela gözlü ceylanın
oysa ben seni seviyorum gülçehre kadere karşı durulmuyor
yoluma düştün kan kırmızısı karanfil
yüreğimde kızardı rengin avuçlarımda büyüdü ve yeşerdi gülüşlerin sahi sen hiç önce gülerek sonra hıçkırarak aynaya baktın mı
sen hiç göğsünü bastırarak ay ışığında yapayalnız sahilde yürüdün mü karanfil
sen hiç zemheride gecenin bir yerinde boncuk, boncuk terler dökerek ansızın uyanıp titreyerek perdeyi açtın mı karanfil
sen hiç bekledin mi, sen hiç özledin mi hiç yandın mı karanfil
yoluma düştün kan kırmızısı karanfil
işte bu yüzden yolunu bekliyordum yıllardır işte bu yüzden çam sakızı çoban armağanıyım anla beni sahafgülü
bir de biliyorsun, bu oyun böyle bitmiyordu demir tavında dövülüyor kız gülüyor oğlan ağlıyor "perde" deniyordu yani az parası kalmış savurgan ve müflis oğlan genç kızı bir bardak suda içiyordu kız gülerek deliriyor ve bir demet menekşe oluyordu hatırlasana gökten gelen sesleri derin ve evrensel serüveni
ve sonra ölüm böyle de ölünmez ki kış ortasında böyle de ölünmez ki gözlerim yollarında böyle de ölünmez ki özlemin içimde bir dağ gibi kabarırken böyle de ölünmez ki kısılan titrek bir sesle adını anarak böyle de ölünmez ki ellerim ellerine hasret ellerim hayaline uzanıp öylece kalarak böyle de ölünmez ki karanfil