Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1939'da
Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin bugünkü adıyla Tarlacık olarak bilinen
Berçenek köyünde, Döndü ve Zeynel Cırık çiftinin oğulları olarak dünyaya geldi.
Afşin'in Alembey köyündeki Lütfi Mehmet Efendi Medresesi'nde eğitim hayatına başlayan halk
ozanı, köylerine ilkokulun yapılmasıyla medrese eğitimini bıraktı ve buradan
mezun oldu.
Aşık Mahzuni, 1959'da Mersin 3. Astsubay Hazırlama Okulu'ndan ve 1960'ta ise Ankara
Ordu Donatım Teknik Okulu'ndan mezun oldu. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi'ne
kaydolan ozan, maddi zorluklardan ötürü eğitimini yarıda bıraktı.
3 evlilik yaptı ve bu evliliklerden
8 çocuğu oldu
Saz çalmayı ve deyiş söylemeyi küçük yaşlarda amcası Aşık Fezali'den
(Behlül Baba) öğrenerek müzik hayatına başlayan halk ozanının mahcupluğu
nedeniyle, tasavvuf dersleri aldığı Cırık Baba tarafından "Mahzuni"
mahlası verildi.
Henüz 17 yaşındayken dayısının
kızı Emine ile dünya evine giren Aşık Mahsuni Şerif'in bu evlilikten Züleyha
adında bir kızı dünyaya geldi. İlk eşinden boşanan ozan, Ankara'da okurken
tanıştığı İtalyan asıllı Sovina (Suna) ile ikinci evliğini yaptı ve bu
evlilikten Ferhat, Şirin ve Emrah adlarında üç çocuğu oldu. Eşi Suna evi terk
ettikten sonra üçüncü evliliğini Gaziantep'te bir ilkokul öğretmeni olan Fatma
Hanım ile yapan Aşık Mahzuni'nin bu evlilikten ise Derya, Ali Bülent, Şeyda
ve Yetiş adlarında dört evladı dünyaya geldi.
İlk plağını 1964'te çıkaran sanatçı, bir süre
Gaziantep'te ikamet ettikten sonra göç ettiği Ankara'da Fikret Otyam, Feyzullah
Çınar, Nesimi Çimen, Aşık Daimi, Kul Ahmet gibi isimlerle bir araya gelmeye
başladı. Aşık Mahzuni, Aşıklar Derneğini kurdu, ressam Fikret Otyam'ın ve
Gazeteciler Sendikası'nın desteğiyle konserler verdi.
Aşık Mahzuni, "Dom Dom Kurşunu", "Yedin
Beni", "Yuh Yuh", "Fadimem", "Gül Yüzlüm",
"Ciğerparem", "Merdo", "Dostum Dostum", "Han
Sarhoş Hancı Sarhoş", "Çeşmi Siyahım", "Yalan Dünya", "Ağlasam
mı?", "Abur Cubur Adam", "Katil Amerika" ve
"Ekmek Kölesi" gibi birçok esere imza attı.
"Balık denize nasıl bakıyorsa ben de türkülere öyle
bakıyordum"
Aşık Mahzuni, 1972'de aşık geleneğinin en büyük temsilcilerinden
Aşık Veysel Şatıroğlu'nu Sivas'ın Sivrialan köyünde ziyaret ettiğinde Aşık
Veysel tarafından ayakta karşılandı.
12 Mart Muhtırası sonrasında 8 yıl boyunca sahneye çıkması ve
yurt dışına gitmesi yasaklanan Aşık Mahzuni, sanattan ve türkülerden uzak
kalmamak için bu süre zarfında küçük bir dükkanda plak satmaya başladı ve bu
yılları verdiği bir röportajda şöyle anlattı:
"Türkü söyleyememek beni çok üzüyordu. Canlı bir balığı
tutun ve kumun üzerine atın o balık o denize nasıl bakıyorsa ben de türkülere
öyle bakıyordum."
Yaşamı boyunca 453 plak, 58 kaset çıkardı, "Dolunaya Tül Düştü" kitabını yazdı
Duygu ve düşüncelerini sazının yanı sıra "Milliyet",
"Meydan", "Anadolu'nun Sesi" gazeteleriyle "Pir
Sultan", "Hacı Bektaş", "Kızıldeli",
"Ozanca" gibi dergilerdeki yazılarıyla dile getiren Aşık Mahzuni,
bazı yazıları ve türküleri sebebiyle birkaç defa hapse mahkum edildi, iki defa
idamla yargılandı.
Aşık Mahzuni Şerif, 1989-1991'de Halk Ozanları Federasyonu
tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi. Halk şiirine gönülden
bağlanan Mahzuni Şerif, yaşamı boyunca 453 plak, 58 kaset çıkardı.
Ayrıca TRT tarafından
hakkında çekilmiş 2 belgesel olan ozan, 2001 yılı başlarında Almanya'nın Köln
şehrinde kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma alındı. Halk ozanı,
aynı yılın mayıs ayında hastaneden taburcu edilse de bir yıl sonra 17 Mayıs
2002'de, 62 yaşındayken hayata veda etti.
Aşık Mahzuni, vasiyeti üzerine Nevşehir'in Hacıbektaş
ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınında Çilehane adı verilen yere
defnedildi.