Düzer yâve-gû bir herif bir gazel: Müeddâ perîşan, edâ mübtezel. Tabî’î o gâyetle parlak bulur; Okur, dinletir, söyletir, gaşy olur. Biraz sonra bastırmak ister, fakat, Sakın olmasın der ufak bir sakat, Büyük, muktedir bir münekkid arar, Nihâyet zarîfin birinden sorar. Gözetmez bu âdem de hâtır, huzûr, Bulur lâfz u ma’nâda bir çok kusûr. Herif şimdi tenkîde hiddetlenir, Rezîlâne artık neler söylenir! Biraz dinleyip sonra, bak, der zarîf: Sizin nesriniz nazmınızdan lâtîf!